27 Şubat 2017 Pazartesi

YALAN (LİE)

İnsanları bu konuda anlayamıyorum ama anlayabildiğim kadarıyla yazacağım. Şimdi yalan dediğimiz karşımızdakini kandırmak için söylense de yalan söyleyen insan ilk önce kendini kandırır. İnsan söylediği yalana önce kendi inanır sonrasında karşısındakini inandırmaya çalışır. Ne gerek var yalanlar dünyasında yaşamaya, sahtekarca sözler söylemeye anlamıyorum. Yalanın pembesi de beyazı da her rengi de kötü aslına bakarsak. Elbet bu yalanlar dönüp dolaşıp sizi bulacak ve size hesap soracaktır. Mesela bir defa yalanınızı yakalayan kişi; siz doğru bir şey söyleseniz bile bu doğru mu diye en az iki kez düşünecektir. Yalan size güvensizlikten başka bir şey kazandırmaz. Vicdan azabı çekersiniz en kötüsü. Doğrular her zaman sizi mutlu etmese de vicdanınız hep rahat olacaktır. Pembe yalanlar sizi kısa bir süre mutlu edecektir, sonrasıysa pişmanlıktan başka bir şey değil. Yalanla kurulan hayat kumdan kaleye benzer, yalan ortaya bir dalga gibi çıktığındaysa kalen yıkılır. Vicdanınıza sağlık.



20 Şubat 2017 Pazartesi

YAZMAK (WRITE) - OKUMAK (READ)

Yazmak bence insanı en çok rahatlatan bir terapi. Ben en çok yazınca rahatlıyorum mesela. Yanınızda sizi gerçekten dinleyen ve sizin sorununuzu kendi sorunu gibi gören bir insan yani dostunuz varsa şanslısınız demektir. Benim yok sanırım yada olmasını istemiyorum. Bu yazıyı okuyan insan evet sensin benim için dost. Beni okuyup anlayan 1 kişi bile varsa benim için yeterli. Herkes okusun diye yazmıyorum, Kaç kişinin beni okuduğu değil; kaç kişinin beni anladığı ve kaç kişinin ruhuna dokunduğum önemli olan. Yazmayı sevmiyorsanız da okuyun; bu da sizi rahatlatacaktır. Bir kitabın içindeymiş gibi hissedin, kendi hayatınızdan uzaklaşmış olursunuz. Şahsen ben güzel bir kitap okurken o kitabın içinde hissediyorum kendimi, oradaki insan gibi kitabı yaşıyorum. Bazen kendi hayat telaşımızdan uzaklaşıp birkaç saatliğine başka yerde hissetmek iyi geliyor insana. Kitaptaki kahramanla özdeşleşmek, onunla üzülmek, ağlamak, mutlu olmak iyi geliyor. Bu hayatta önerebileceğim tek şey okumak. Geri kalan tüm faaliyetler bu kadar mutlu etmiyor beni. Her şey gider, üzer, değişir ama sadece kitapların huzur kokusu değişmez. Kitaplar değil sadece gazete, dergi, blog vs. elinize ne geçerse okumalısınız. Bu yazımı da okuduğunuz için teşekkür ederim. Okuyun ve mutlu olun. Bende sizi mutlu etmişimdir umarım.


19 Şubat 2017 Pazar

DOSTLUK (FRİENDSHİP)


  • Dostluk görünmez bir el gibidir yalnızken . Seninle üzülen, seninle sevinen , senin kopyan gibidir. Bir dostun olduysa şimdi onu düşün. En zor zamanlarında bile yanında oldu mu? Olduysa ve hala senin yanındaysa bu senin gerçek dostundur. Mutsuz olduğunda seninle üzülen fakat seni mutlu etmeye çalışan bir palyaço gibidir bazen. Mutlu olduğundaysa en az senin kadar mutlu olandır. Herkes, her şey senden gittiğinde ailenden başka yanında kalan tek kişidir dost. Menfaatçi arkadaşlıklardan, sahte insanlardan söz etmiyorum. Belki bugüne kadar hiç dostunuz olmadı, belki de dost sandıklarınız teker teker gitti hayatınızdan. Üzülmeyin bazen dost; bir kalem ve bir kağıttır. Bazen dost; okurken kendini kahramanın yerine koyduğun içten bir kitaptır. Bazense sizi karşılıksız seven bir hayvandır dost. Unuttuğunuz bir şey daha var; en güzel dost ailedir. Tüm arkadaşların gider bazen, gidişlerini izlersin bazen, yalanlarını dinlersin bazen.

Her ne olursa olsun ne kadar çok gidenleriniz olsa da kalan hep ailedir. Ben yaşamadım bilmiyorum nasıl bir duygu olduğunu ama kardeşmiş bazılarına göre en güzel dost. Benim içinse bazen dinlerken beni anlatan bir şarkı, bazen uçan bir kuş, bazen hüzünlü bir kitap, bazen küçük bir çocuk ama her zaman yazmaktır benim için dost. Sevmeli insan hayatı, bulmalı her zaman mutlu olacak bir şeyler. Rüzgar estiğinde de güneş çıktığında da yağmur yağdığında da sevmeli hayatı. Her koşula rağmen sevmeli. Sevmeli ki güzelleşsin dünya. Sev ki dost ol dünyayla.