7 Ekim 2017 Cumartesi

ÖLMEDEN ÖNCE YAPILACAKLAR LİSTESİ ( DEAD BEFORE ENDING LIST)

Hiç bilmediğiniz bir yerde güneşin doğuşunu izleyin.

Seyahat edin. Evet, bu herkesin önerdiği bir şey. Asla unutmayacağın o yemeği yemek. Flört etmek. Arkadaş canlısı insanlarla gülmek, eğlenmek. Bunlar, insanların seyahat önermelerinin sebeplerinden yalnızca birkaçı.

Ailenizle daha çok vakit geçirin. Bu konuda ayrıntıya girmeye bile gerek yok.

Hayal etmeyin, gerçekleştirin. Macera sporları yapın. Haydi, yapabilirsiniz!

Korkularınızı unutun, rutinlerinizi bozun. Bazen, sürekli yaptığımız şeylerden sıkıldığımızdan hayatın ne kadar müthiş olduğunu unutuyoruz.

Yardım edin ve yardım isteyin. İnsanlar öne çıkıp ihtiyaç anında size yardım ettiğinde ne kadar çok sevildiğinizi hissedip ağlayacaksınız.

Öğrenmek için zaman harcayın. Mesela online ders alın. Birçoğu bedava. Bir zamanlar yeni bir şeyler öğrendiğiniz anda yaşadığınız o coşkuyu hatırlayacaksınız. Özellikle de merakınız olan bir alanda.

Arkadaşlarınızla daha çok vakit geçirin Mesela birlikte karnavala gidin. Niçin yapmayasınız ki?

Hayallerinizi gerçekleştirin. Çocukluktan bu yana çok istediğiniz bir şeyi yapın.

Kötü alışkanlıklarınıza son verin.

Yaratıcılığınızı gösterin ve bir şeyde çok başarılı olun. Trilyonlar kazanmak gibi görkemli bir şey olmasına gerek yok, her türlü başarınızı kutlayın.

Bir haftalığına fişini çekin. Elektronik bir aletten (özellikle cep telefonu!) bir hafta uzak kalmanın enerji seviyeni artırması bir harika!

Sevdiğinizin yanında uyanın. Kim sabah uyandığı an, yanında bu kadar mükemmel bir şeyle karşılaşmak istemez ki?

Epik bir şekilde başarısızlığa uğrayın. Kulağa sıradan geliyor; ancak, mucizeler, başarısızlıkların ardından gelir. Fırsatlar kapınızı çalmaya başlayacak, emin olun.

Hayallerindeki işte çalışınYüzde 100 başarı şansınız olduğunu bilseydiniz, neyin peşinde koşardınız? Hayallerinizdeki işi yapmak, tutkunuzu ateşleyecek ve seve seve bedavaya yapacağınız bir iş için niçin para aldığınızı merak edeceksiniz.

Akıl hocası olun. Akıl hocalığı yaptığınız kişi, sayenizde bir şeyler başardığında heyecanla dolacak ve onunla gurur duyacaksınız.

Akıl hocası bulun. Sizin de bir akıl hocasına ihtiyacınız olabilir. Hayatın, hayal ettiğinden daha fazlası olduğunu anlayabilmeniz için.

Yoğun egzersiz yapın. Her idmandan sonra ne kadar mükemmel hissettiğinizi hatırlayın.

Minimalist olmaya çalışın. Az, çoğu getirir. Endişelenmeniz gereken şeylerin sayısını azalttığınızda ne kadar mutlu olduğunuzu anlayacaksınız.

Lüzumsuz işler için dışarıdan destek alın. Fark ettiğinizden çok daha fazla vaktinizi alan işleri dışarıya yaptırmaya başladığınızda, ne kadar çok boş zamanınız kaldığına şaşıracaksınız.

Blog yazın. Kedinizi ifade edin! İnternetin gücüne hayran olacak ve ne kadar çok insanın bu küçük, havalı şey üzerinden iletişime geçtiğine şaşıracaksınız.

Yeni bir dil öğrenin. Yeni, bambaşka kapıları açarsınız. Normalde iletişim dahi kuramayacağınız insanlarla tanışır, arkadaşlıklar kurarsınız.

Kahkaha atın. Çok. Ağlayana ya da artık nefes alamayana kadar gülmek kadar iyi bir şey yoktur.

Âşık olun. Hani şu herkesin bahsettiği yüce şey. Evet.

Daha çok okuyun. Bir kitabın içinde kaybolmaktan güzel ne vardır ki?

Meditasyon yapın. Zihnin sakinleşmesi, hayata bakış açınızı olumlu yönde değiştirmenizde gerçekten yardımcı olur.

Ağlayın. Çok. Bazen, daha iyi hissetmek için yapmamız gereken tek şey ağlamaktır. Hayatın ne olursa olsun devam ettiğini hatırlatır.

Sizi güldüren insanlarla takılın. Kahkaha, en iyi ilaçtır. Gerçekten.

Gülümseyin. Gülümsemenin (mutlu olmasanız bile) keyfimizi düzelttiği, bilimsel olarak kanıtlanmıştır. O halde, niye daha fazla gülümsemeyelim?

Bir insanın, belki de hiç tanımadığın bir insanın, hayallerinden birini gerçekleştir veya yardım et.
Mutlu hissedeceksin.

Yolda yürürken hiç tanımadığın insanlara gülümse!

Kendine ait bir kütüphane oluştur.

Günlük veya anı defterin olsun, unutmamana yardımcı olacaktır.

Bunları yapmadan önce ise sana neyin iyi geldiğini, ne yapınca mutlu olduğunu düşün ve mutlu olacağın şeyleri yap! 

Peki sen bunlardan kaç tanesini yaptın ?






3 Ekim 2017 Salı

ÖĞRENME TÜRLERİ (LEARNING TYPES)

Öğrenme doğumdan ölene kadar devam eden, aktif bir eylemdir. Ancak her insanın şartlarına ve karakterine uygun farklı öğrenme türleri olabilir. Öğrenme türleri canlıların çeşidine cinsiyetine, yaşına göre farklılık gösterir. Öğrenmeyi en verimli bir hale getirmek için türlerini ve özelliklerini bilmekte fayda vardır.

*Öğrenme Nedir?
Öğrenme yaşayarak ve deneyimleyerek, farkında olmadan veya çaba harcayarak kazanılan yeni davranışlar ve edinilen yeni bilgilerdir.İnsan doğası gereği sürekli öğrenme eğilimindedir. Daha dünyaya ilk geldiği andan itibaren yeni şeyler öğrenmektedir. Öğrenmeyi, bir canlının hayatını sürdürebilmesi için gereken önemli bir koşul olarak görebiliriz.
*Öğrenme türleri nelerdir?
1) Motor Öğrenme: Motor becerileri, kas bileşenlerinin çalışması ile alakalı bir durumdur. Bu sebeple motor öğrenme algılama yoluyla öğrenmekten ziyade kas becerilerinin alışkanlık kazanması olarak nitelenebilir. Örneğin; dans eden kişilerin dans hareketlerini yaparken kurallara uyması motor öğrenmeyi yansıtır.
2) Deneme – Yanılma ile Öğrenme: Kişiler yaşantılarında aynı olayları tekrar edebilirler. Yaşanan tekrarların her birinde farklı bir tepki veren kişi sonunda en doğrusuna karar verebilir. Denemeler devam ederken davranışlar olumlu açıdan artış gösterir. Yaşanan tekrar miktarı artış gösterdikçe kişinin hata sayısı azalır. Böylelikle öğrenme düzeyinde artış görülür. Örneğin yeni alınan bir bilgisayarın özelliklerinin deneyerek keşfedilmesi ve her seferinde farklı bir keşif yapılması bu duruma örnektir.
3) Koşullanma ile Öğrenme: Kişi önceden herhangi bir tepki vermediği durumlara ödül ya da ceza verilerek tekrar edilmesi durumunda tepki vermeye başlar. Koşul yoluyla öğrenmenin temeli budur. Koşullanarak öğrenme kendi arasında iki gruba ayrılır. Bunlar:
a) Edimsel Koşullanma: Bu türün temelini ödül ve ceza ikilisi oluşturur. Kişiye istenilen davranışı göstermesi durumunda ödül verileceği, tam tersini yapması durumunda da ceza verileceği belirtilir. Sirkteki hayvanların ve polis eğitim köpeklerinin eğitimi sırasında kullanılan öğretme yöntemi budur.
b) Klasik Koşullanma: Edimsel koşullanmaya göre daha acımasız bir yöntem olduğu söylenebilir. Doğal bir etkiyle davranış gerçekleştiren olgunun aynı davranışı yapay bir durumda da göstermesi beklenir. Örneğin; ateş üzerinde yürütülen bir maymunun ilerleyen zamanlarda darbuka çalındığında doğal olarak yürüyerek, hareketlenmeye başlaması gibi.
İki koşullanma arasındaki farklar; klasik koşullanmada beklenen davranış ve davranışı tetikleyen uyarıcı belirlenmiştir. Edimsel koşullanmada görülecek davranış tamamen sürprizdir. Klasik koşulla öğrenmede davranışlarda sürekli olarak bir pekiştirme gerçekleşirken; edimsel koşulla öğrenmede yalnızca beklenen doğru davranışta pekiştirme gerçekleştirilir.
4) Bilişsel Öğrenme: Bu öğrenme türü kendi arasında 4 başlık altında incelenir. Bunlar; kavrayış ile öğrenme, model alma yöntemi ile öğrenme, farkında olmadan öğrenme, sözel öğrenmedir.
a) Kavrayış ile Öğrenme: Yaşanan olayların, bilinen durumlarla olan sıkı ilişkisini aniden çözümlemek yoluyla gelişir. Örneğin; cinayet bürosunda çalışan bir polisin, olay yerindeki cinayeti ani bir şekilde çözümlemesi.
b) Model Alma Yöntemi ile Öğrenme: Yakınındaki kişilerin karşılaştıkları olaylarda nasıl tepki verdikleri ve nasıl davranış sergilediklerini gözlemleyerek; kendine pay biçmesidir. Genellikle çocuklar tarafından çok sık uygulanır. Çocuklar birçok davranışı anne ve babasından model alarak öğrenirler.
c) Sözel Öğrenme: Okuyarak ya da dinleyerek öğrenme türüdür. Eğitim alanının temelini oluşturur. Örneğin; Cumhuriyet’in ilanının öğrenilmesi.
d) Farkında Olmadan Öğrenme: Bilinçsiz olarak gelişen bir öğrenme türüdür. Ev ile iş arasındaki yol üzerinde bulunan mekânların isimlerinin öğrenilmesi gibi.


2 Ekim 2017 Pazartesi

EN İYİ KİTAP (THE BEST BOOK)

Kitap okuma alışkanlığı sadece çocukken kazanılacak bir şey değil. Hangi yaşta olursanız olun bu alışkanlığı zamanla kazanabilirsiniz. Bu yayında EN ÇOK SATAN kitapları değil; en iyi, en faydalı, en öğretici kitap listesini paylaşacağım. Önemli olan en çok satması değil, bir kitabın size ne öğrettiği ve ne kazandırdığı. Çünkü bir kitap, fotoğrafını paylaşmak için değil; okunmak ve eğitmek için yazılmıştır. Tabi her insan, her tür kitabı okumak zorunda değil. Herkesin okumayı sevdiği bir kitap türü vardır. Şimdi bazı eğitici kitapların listesini inceleyelim: 

*Küçük Prens / Antoine de Saint-Exupery:
1943 yılında yazılan 96 sayfadan oluşan bu kitap 210 ayrı dil ve lehçeye çevrildi. Fransızca orijinal adı Le Petit Prince olan kitap hem çocuk hem de gençlere hitap ediyor. Yazar bu kitabı 2.Dünya savaşının etkilerinin sürdüğü topluma karşı yapılmış bir eleştiri olarak nitelemiş. 



*Simyacı / Paulo Coelho:
1988 yılında yazılan eser bu güne kadar en çok okunan kitaplar listesinde hep yer aldı. 26 dile çevrilip 7 milyonda fazla okuyucuya ulaştı. Mevlana'nın Mesnevi kitabındaki bir öyküden yola yolu çıkılarak yazılan bir romandır. İçindeki çocuğu hala yaşatanlar için muhteşem bir kitap. 



*Uçurtma Avcısı / Khaled Hosseini: 
2003 yılında Afgan asıllı biri tarafından yazılan ilk İngilizce kitap olan Uçurtma Avcısı, New York Times'ın en çok satanlar listesinde uzun zaman zirvede kaldı. Arkadaşlık ve sadakat üzerine yazılmış bir biyografi romanıdır. 
2007 yılında beyaz perdede uyarlanmıştır. 

*Dönüşüm / Franz Kafka:
1915'de yayımlanan Dönüşüm, yazarın anlatım sanatının doruğa ulaştığı eserdir. Küçük Burjuva çevrelerindeki yozlaşmış aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen bu öykü, aynı zamanda toplumun dayattığı, işlevini çoktan yitirmiş kalıplara, bilinç düzeyinde baş kaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı bir biçimde dile getirir. 


*Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck:
Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan yazar çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatını başyapıtları arasında yer alır. Tarihin bir kesitindeki dramı insani ayrıntıları kaçırmadan sergilerken, '' tozpembe olmayan gerçekçi bir umudun'' türküsünü dillendirir.



*Satranç / Stefan Zweig:
Stefan Zweig'in Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve 1942'de ki birkaç ay önce tamamladığı Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret eder. Gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinin işlendiği dokusuyla, kısa ama her bakımdan etkileyici olağanüstü bir öyküdür.



*Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali: 
Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya koyan Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair yanıtlaması zor sorular soruyor. 


*Tutunamayanlar / Oğuz Atay:
Türk Edebiyatının ilk modernist anlatıcı olma özelliğindedir. İlk çıktığında rekabet görmemesine rağmen, 
90'lı yıllarda dikkat çekmeye başlayan kitap, günümüzde en çok üzerinde durulan eserlerdendir. 


*Saatleri Ayarlama Enstitüsü / Ahmet Hamdi Tanpınar: 
1961 yılında yazılan bu eser Doğu-Batı meselesini anlamak için önemli bir eserdir. Türkçenin anlatı sahasındaki en yetkin örneğidir. 



1 Ekim 2017 Pazar

İDEALİST İNSAN (IDEALISTIC HUMAN)

1- En yalın bir biçimde bağlanacak ideal ya da idealleri olan kişi, 
2- İdealizmin şu ya da bu türünü benimseyen yaklaşım, akım ya da kişi için kullanılan niteleme. 
İdealizm (Düşüncecilik) Nedir, Ne Demektir?
Varlığın birinci ögesinin idea (düşünce) olduğunu savunan öğretiye idealizm denir. İdealizm var olan her şeyi düşünceye bağlayan, insan düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının var olmadığını savunan felsefi öğretidir. İdealizme göre madde gerçek değil hayaldir ve evrendeki her şey zihinseldir.
İdealistlerin temel görüşleri ise şunlardır;
1-) İdealistler Realistlere karşı ulus devlet ve ulusal çıkarların dış politikayı belirleyen tek aktörler olduğunu reddediyor ve uluslararası ve ulusüstü yapıları (Milletler Cemiyeti vb.) ve bir devlet içerisindeki farklı grupları (etnik-mezhepsel azınlıklar, stö’ler vs.) ve bireyleri de ön plana çıkarıyorlardı.
2-) İdealistler ulus devletin her zaman kendi çıkarları doğrultusunda rasyonel (akılcı) kararlar alan aktörler olduğunu reddediyorlardı. Dahası devletlerin sabit politika tercihleri de yoktu.
3-) İdealistler sadece güvenlik meseleleriyle (yüksek politika) değil ekonomik gelişme ve siyasal özgürlükler (alçak politika) konusunda da çalışmalar yapıyorlardı.
4-) İdealistlere göre barış, kendi kaderini tayin hakkı (self-determinasyon) gibi ahlaki değerler de dış politikada var olmalıydı.
5-) Uluslararası politika sadece rekabet ve güçten ibaret değildir, devletler işbirliği de yapabilir.

Ülkemizde idealist insan denilince hemen akla saf, temiz, sevdiği şeyleri yapan, fakat az para kazanan mutlu bir insan modeli gelir. Gerçekten de idealist insanlar toplumun az sayıdaki çoğunluğunu oluştururlar. Sayıları az olsa da hayatta daima dikkat çekerler. İdeal insanların özelliklerine biraz değinelim:


&İşlerini her zaman planlı ve programlı yaparlar.
&Hayatta tek başlarına olurlar.
&Okumayı, idealleri için iyi bir araç olarak kullanırlar.
çten içe hayal kurarlar.
&Basit şeylere gülmezler.
&Kendilerine güvenmeyenleri ciddiye almazlar.
&Etkili bir biçimde konuşurlar.
&Sıradan sohbetlerden sıkılırlar.
&Zorluklara ve engellere karşı dirençli olurlar.
&Çabuk anlar ve öğrenirler.
&Duygularını içlerine atarlar.
&Çok fazla düşünürler.
&Odaklanma kabiliyetleri yüksektir.
&Enteresan fikirleri vardır.
&Hayata karşı dimdik dururlar.